Sosyal Demokrasi Derneği (SDD) Genel Başkanı Sami Doğan, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin verilmesinin önünü açan yönetmelik değişikliğine tepki gösterdi.
Aynı zamanda TARGEV Başkanı da olan Doğan yaptığı açıklamada, Covid-19 pandemisinin tarımın ve gıdanın önemini bütün gerçekliğiyle hissettirirken, Ukrayna-Rusya savaşının da tarım ve gıda konusunu öne çıkardığını kaydetti. Bugün tüm dünya için tarımsal faaliyetlerin önemi ortadayken Maden Yönetmeliği’nin 115. maddesine eklenen bir fıkra ile zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin verilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Doğan, “Bu zeytinliklerimizin ölüm fermanıdır” dedi. Doğan, şunları kaydetti:
Talana yasal kılıf hazırlanıyor
“Anayasal hukuk devletinde normlar hiyerarşisine göre yasalar anayasaya, yönetmelikler ise yasalara aykırı düzenlenemez. Anayasa’nın 44. ve 45. maddeleri; tarımın, üreticinin ve tarımsal üretim alanlarının korunmasını düzenlemektedir. 1939 tarihli zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması hakkındaki kanun, zeytinliklerin korunmasını ve geliştirilmesini düzenlemektedir. Zeytinlik alanların daraltılamayacağını belirten yasaya göre zeytinliklerin 3 kilometre yakınında zeytin işleme tesisi dışında toz çıkaran hiçbir tesise izin verilemez. 2005 tarihli 5403 sayılı toprak koruma ve arazi kullanımı kanunu da toprağın korunması, geliştirilmesi, tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını düzenlemektedir. Yasa, zeytinlik gibi dikili ve özel ürün arazilerimizi de korumaktadır.
2017 tarihli Maden Yönetmeliği zaten gerekli istisnaları madencilik lehine vermişken, 1 Mart 2022 tarihli yönetmelik değişikliği ile Ege’de ve de ülkemizin her yerindeki zeytinliklerimizin talanına normlar hiyerarşisine aykırı bir şekilde yeni bir yasal kılıf hazırlanmaktadır.”
Doğal kaynak değerlerini yok etmenin beylik lafı: ‘Kamu yararına’
SDD Genel Başkanı Doğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca yapılan yönetmelik değişikliği ile zeytinliklerin maden sahasına dönüştürülmesine imkan tanındığını belirterek, “Son yıllarda birileri her gün, ‘ne yapsak da topraklarımıza, sularımıza, ormanlarımıza kısaca tüm doğal kaynaklarımıza nasıl daha çok zarar versek’ diye düşünüyor, planlıyor ve sonra pervasızca hayata geçiriyorlar. Üstelik bunlar, konunun uzmanı bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, doğaya duyarlı vatandaşların aklıyla dalga geçer nitelikte hükümler içeren, mevzuat düzenlemelerini yapmakta herhangi bir sakınca görmüyorlar” dedi.
Doğaya karşı işlenen tüm suçlarda “kamu yararına” gerekçesinin ileri sürüldüğünü, bunun da “doğal kaynak değerlerini yok etmenin beylik lafı” haline geldiğini ifade eden Doğan, şöyle devam etti:
“Soralım, hangi kamunun yararına? Yönetmelik değişikliği ile tarım alanlarını, meraları, zeytinlikleri, ormanları korumak yerine enerji amaçlı kömür ve jeotermal faaliyetlerde belli şirketlere yönelik yeni imtiyazlar gündeme getirilmesi kabul edilemez. Değişiklikte yer alan ‘kamu yararı’ kavramı geçmişteki olumsuz uygulamalar ortada iken zeytinliklerin geleceği adına ciddi bir tehlikedir ve kabul edilemez. Faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getirme taahhüdü, geçmiş uygulamalar dikkate alındığında işlevsizdir ve kabul edilemez. Asırlık zeytinliklerin belli şirketlerin kârı için taşınmaya çalışılması ya da şekilsel yeni zeytinlik dikilmesi taahhüdünün bilimsel hiçbir açıklaması yoktur ve kabul edilemez.”
Tarım ve Orman Bakanlığı görevini yok saymıştır
Maden Yönetmeliği’nde yapılan bu değişikliğin her şeyden önce halen yürürlükteki zeytincilik yasasına aykırı olduğunu vurgulayan Sami Doğan, “Bu, toplumun çıkarlarına ters olup kamu yararına da değildir. Tam tersine akılla, bilimle ve doğayla alay etmekle eşdeğerdir. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın temel görevi zeytinlikleri koşulsuz korumak, zeytin ve zeytinyağı üretimini artırmak iken bu görevini yok sayarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın doğayı ve tarım alanlarını yok edecek uygulamalara rıza göstermesi, aracılık yapması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Doğan, “Zeytinliklerimizi çöle dönüştürecek ve halkımıza zarar verecek bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir. Tarım alanlarımıza, ormanlarımıza ve doğal kaynaklarımıza karşı yapılan olumsuz müdahalelere, zeytinliklerimizin madencilik faaliyetlerine açılmasına Sosyal Demokrasi Derneği olarak karşı olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz” dedi.