BARIŞA SAHİP ÇIKALIM

Ortadoğu bir kez daha büyük bir çatışmanın eşiğinde. İran ile İsrail arasında tırmanan gerilim ve askeri hareketlilik, yalnızca bölge halklarını değil, tüm insanlığı derinden kaygılandırmaktadır. Sivil yerleşimlerin tehdit altına girdiği, diplomatik kanalların sustuğu bu ortamda Türkiye’ye düşen rol tarihidir.

Cumhuriyetimizin kurucu ilkesi olan “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini bugün her zamankinden daha yüksek sesle hatırlatmak zorundayız. Türkiye, tarihten gelen çok yönlü diplomatik geleneğiyle arabulucu bir rol üstlenmeli; çatışmaların değil, diyalog ve barışın sesi olmalıdır.

Dış politikada tutarlılık ve denge, iç politikada ise toplumsal barış ve hukuk devleti inşa edilmeden hiçbir ülke sürdürülebilir bir dış politika yürütemez. Bu nedenle sadece bölgesel çatışmalara karşı değil, aynı zamanda kendi içimizdeki toplumsal kırılmalara karşı da duyarlı ve onarıcı politikalar izlememiz zorunludur. Bugün barışçıl bir dış politika için en güçlü dayanak, demokratikleşmiş bir iç hukuk sistemi ve güçlü bir toplumsal iç cephedir.

Toplumun tüm kesimlerini temsil eden şeffaf kurumlar, hesap verebilir yöneticiler ve temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir hukuk düzeni, yalnızca iç barışın teminatı değil, aynı zamanda dış politika gücümüzün de kaynağıdır. İç cephede sağlam durmayan bir ülkenin, dış cephede söyleyecek sözü olmaz.

Bizler, savaş çığlıklarının yükseldiği bu ortamda bir kez daha insan haklarına, uluslararası hukuka ve barışa bağlılığımızı ilan ediyoruz. Türkiye’nin çıkarı; barışı koruyan, adaleti savunan, bölgesel istikrarı önceleyen aktif bir diplomaside ve içeride demokratik, özgürlükçü bir hukuk düzeninin yeniden inşasında yatmaktadır.

Barışın yanında, savaşın karşısındayız.

Saygılarımızla

Sosyal Demokrasi Derneği

Yorum yapın